Servikal Yetmezlik (Rahim Ağzı Yetmezliği) Nedir?
Eylül 13, 2021Sezaryen Doğum Nedir?
Ekim 13, 2021NORMAL DOĞUM NEDİR?
Normal doğum spontan yeterli rahim kasılması ve rahim ağzı açılması sonucunda 37.-42. gebelik haftaları arasında baş geliş ile bebeğin ve plasentanın doğumu olarak tanımlanmaktadır.
NORMAL DOĞUM EYLEMİ NASIL BAŞLAR?
Normal doğum eyleminin başlangıcı özellikle ilk gebeliklerde anlaşılması güç bir durumdur. Normal doğum eylemi başlangıcından önce yalancı sancı diye de nitelendirilen aralıklı rahim kasılmaları hissedilebilir. Doğumun başlangıcının temel habercisi düzenli ve periyodik rahim kasılmalarıdır. Ayrıca makat ve vajen bölgesine baskı hissi olarak hissedilebilir. Bir diğer anlama metodu da hastaneye başvuruda yapılan vajinal muayenedir. Genellikle 3-5cm vajinal açılma ve yeterli rahim ağzı yumuşaması doğumun habercisidir. Bununla birlikte kanama, su gelişi ve bebek hareketlerinde azalma hissedilmesi mutlaka hastanede değerlendirilmesi gereken konulardır.
DOĞUM SÜRECİ NASIL İLERLER?
Doğum eylemi başlangıcında öncelikle mutlaka bebeğin doğum kanalına göre pozisyonu, bebeğin izleyeceği yol ve doğum kanalına gireceği kısmı belirlenir. USG ve vajinal muayene ile doğum kanalına gireceği kısım tayin edilir. Bu durumların tayinine göre doğum şekli belirlenir. Normal doğum için baş geliş en uygun durumdur. Gebeliğin son aylarında bebek anne rahmine göre konumlanır. Bu uyuma göre bebek baş aşağı, bacaklar karın çevresine göre kıvrılmış ve kollar göğüs kafesinde katlanmış şekilde konumlanır. Göbek kordonu ise genellikle kol ve bacaklar arasındaki boşluklarda bulunur.
Bebeğin başı genellikle gebeliğin son haftalarında veya doğum eyleminde pelvik girim denilen annenin kemik yapılarına yerleşir. Sonrasında bebeğin içinde bulunduğu amniyon dediğimiz sıvının kuvveti, rahmin üst kısımdan bebeğin makat bölgesine doğru düzenli kasılma uygulaması, annenin doğum eyleminde ıkınması ve bebeğin buna göre konumlandırdığı hareketlerle bebeğin başı aşağı doğru iner. Baş indikten sonra çene göğüs kafesine doğru yaklaşır, baş kemik yapıların en dar kısmına kendi başının en dar çapını uydurmak amacıyla içeride dönme hareketi yapar. Bu hareketlerle birlikte bebek dışarıya ulaşır. Bu esnada bebeğin başı genellikle annenin arka kısmına bakar. Bebeğin başı doğduktan sonra arkadan gelen omuzların doğabilmesi için bebeğin başı ve gövdesi 90 derece dönüş yaparak arkadan gelen gövde ve omuzların kemik pelvis denilen yapılardan en uygun şekilde çıkabilmesi için pozisyon oluşturur ki bu esnada bebeğin yüzü annenin arka kısmına değil annenin bacağının iç yüzüne bakar durumda gelmiştir Buna dış dönme hareketi adı verilmektedir. Başın çıktığı uygun yöne doğru baş çevrilip sonrasında omuzlar doğurtulur, Omuzların doğumuyla geri kalan gövde bölümü daha hızlı bir şekilde çıkar. Sonrasında plasentanın çıkarılmasıyla doğum sonrası kanama takip edilir.
NORMAL DOĞUM SIRASINDA NASIL BİR TAKİP YAPILIR?
Normal doğumdaki takipler esasında anne ve bebeğin iyilik halini ve doğumun seyrinin normal gidip gitmediğini değerlendirmeye dayalıdır. Gebenin doğumhaneye ilk kabulü sırasında ultrasonografi ile bebeğin tahmini ağırlığı, geliş şekli, amniyon sıvısı ve plasentanın yerleştiği yerin değerlendirilmesi ile başlamaktadır. Bu ilk değerlendirmedeki bulgulara göre normal vajinal doğuma engel bir durum olup olmadığı anlaşılmaya çalışılacaktır. Normal doğuma engel bir durum yoksa o zaman gebe doğum için yatırılmaktadır. Bebeğin iyilik hali genellikle bebeğin kalp atımlarının monitorizasyonu (kardiyotokografi) ile değerlendirilmektedir. Hikaye ultrasonografi ve bebeğin kalp atımlarının değerlendirmesinden sonra genellikle gebenin ve bebeğin nasıl takip edileceği hususunda risk değerlendirmesi tamamlanmış ve doğumhaneden nasıl bir takip yapılacağının kararı verilmiş olmaktadır.
Özellikle rahim kasılmaları sırasında ve sonrasında bebeğin kalp atımlarının dakikadaki sayısının azalması (bradikardi) bebeğin sıkıntıda olduğunun işareti olarak değerlendirilmektedir. Bebeğin doğumunu gerçekleştirecek olan rahim kasılmaları da monitorize edilerek itici gücün (motor) yeterli/düzenli olup olmadığı da anlaşılmaktadır. Rahim kasılmalarında bir anormallik tespit edilirse bu durum düzeltilerek etkili kasılmaların gerçekleşmesi sağlanmaktadır. Son olarak da bebek kalp atımlarının iyi olduğu, rahim kasılmalarının etkili olduğu durumlarda doğum eyleminin (rahim açılması ve bebeğin ilerlemesi) normal şekilde seyir edip etmediği değerlendirilmekte, normal doğum eylemi grafiğine göre sapmaların olması halinde gereken müdahaleler yapılmaktadır.
NORMAL DOĞUMDA EPİZYOTOMİ GEREKLİ MİDİR?
Epizyotomi Yunancada pubik bölgenin kesilmesi anlamına gelmektedir. Epizyotomi eskiden kontrolsüz yırtılmalara karşı tercih edilen bir yöntemdi. Ancak yapılan çalışmalar epizyotominin makat bölgesindeki yırtılma artışlarına yol açtığını göstermiştir. Bir başka çalışmada kendiliğinden oluşan yırtıklarla epizyotomi karşılaştırıldığında; epizyotomi açılan hastaların dışkı ve gaz kaçırma riski altı kata kadar artmış bulunmuştur. Tüm bunlardan dolayı her hastada epizyotomi açılmamaktadır. Zor doğum, omuz takılması, makat doğum, bebeğin baş pozisyonu, epizyotomi açılmazsa yüksek travma riskinin olduğu durumlarda epizyotomi günlük pratikte tercih edilmektedir.
NORMAL DOĞUMUN ANNEYE FAYDALARI VE ZARARLARI NELERDİR?
Normal doğum anne ve bebek için düşük riskler taşımaktadır. Sezaryen ile karşılaştırıldığında kanama, enfeksiyon, doğum sonrası veya sırasında rahmin alınması (peripartum-postpartum histerektomi), anestezi komplikasyonları daha az görülmektedir. Ancak pelvik taban bozukluğu normal doğum yapan kadınlarda daha sıktır. Başka bir çalışmada stress üriner inkontinans denilen öksürme, hapşırma, ıkınma, gülme gibi durumlarla idrar kaçırmasının normal doğum yapan kadınlarda sezaryen doğum yapan kadınlara göre daha sık görüldüğü ortaya konulmuştur. Normal doğum sonrası bebeğin erken dönemde emzirmesi ve etkileşim de faydaları arasında gösterilmektedir.
NORMAL DOĞUMUN BEBEĞE SAĞLADIĞI FAYDALAR NELERDİR?
Normal vajinal doğum sırasında kalça kemikleri arasından geçen bebeğin göğüs kafesi sıkışarak geçtiği için akciğerlerinde sıvı kalma ihtimali sezaryene göre daha düşüktür. Bu durum da bebeğin doğumdan hemen sonra solunumu sırasında oksijeni alıp karbondioksiti vermesinde sezaryene üstünlük sağlamaktadır. Bu durum net olarak yeni doğan yoğun bakıma gidiş ihtimalini azaltacaktır. Sezaryen sırasında ameliyathane ve anestezinin varlığı bebeğin doğduktan sonra anne ile yakın teması (ten teması, duygusal yakınlık ve ifade) normal doğuma göre göreceli olarak daha zayıf olabilmektedir. Bu bakımdan da normal doğum sezaryenden daha yararlı görünmektedir.
Konu ile ilgili yayımlanmış çalışmalarımız:
Reassessing the length of labour in healthy Turkish women: a retrospective and descriptive study. Boz İ, Kumru S, Buldum A, Firat MZ.