Non İnvaziv Prenatal Test (NIPT) Nedir?
Ocak 10, 2022Plasenta Accreata
Şubat 22, 2022PLASENTA NEDİR?
Halk arasında bebeğin eşi olarak da bilinen plasenta, bebeğin annenin bağışıklık sistemi tarafından yabancı olarak tanınmamasını sağlamada etkili olup, bir taraftan bebeğin tem ihtiyaçları olan oksijen ve besinlerin anne dolaşımından bebeğin dolaşımına geçmesine aracılık ederken, diğer taraftan da bebeğin atıkları olan karbondioksit ve diğer atık ürünlerin bebekten annenin dolaşımına transferini sağlamaktadır. Ayrıca anne metabolizmasını düzenleyerek hem gebeliğin devamı hem de bebeğin gelişimi için gerekli bazı hormonların yapımını sağlamaktadır.
PLASENTA PREVİA NEDİR, NASIL TANI KONULUR ?
Plasenta previa, normalde rahimin iç kısmının arta ve yukarı bölgelerine yerleşmesi gereken plasentanın, bu bölgeye değil de rahimin daha aşağı kısımlarına (rahim ağzının iç deliği bölgesine: diğer bir ifade ile rahimin alt segmentine) yerleşmesi durumudur. Başka bir ifade ile plesenta, rahimin yukarı kısımlarına yerleşmesi gerekirken rahim ağzının iç deliğine 2 cm ve daha yakın yerleşmiş ise plasenta previa adı verilmektedir. Rahim ağzının iç deliği ile plasenta arasındaki ilişkiye bağlı olarak plasenta previa olguları farklı isimler almaktadırlar.
Plasenta Previa Marjinalis: Plasenta rahim ağzının iç deliğie kadar gelmekte ancak rahim ağzını kapatmamakta ise bu isimle adlandırılmaktadır
Plasenta Previa Parsiyalis: Plasenta rahim ağzının iç deliğini kısmen kapatmaktadır yani tam kapatmamaktadır.
Plasenta Previa Totalis: Plasenta rahim ağzının iç deliğini tam olarak kapatmaktadır. BU durumda rahim ağzı iç deliği plasenta tarafından tam kapatıldığı için vajinal doğum hem mümkün değildir hem de rahim ağzı açıldıkça plasentanın rahim ağzı bölgesine tutunan kısımlarındaki, kan damarlarından kan sızacağı için hem annenin hem de bebeğin hayatını riske sokan kanamalar olacaktır.
Low Lying Plasenta (Aşağı Yerleşimli Plasenta): Plasentanın alt ucu ile rahim ağzının iç deliği arasındaki mesafe 2 cm’den daha kısa ise ancak rahim ağzı iç kısmına ulaşmıyorsa bu isim verilmektedir.
Gebeliğin 16-20. haftaları arasında yapılan USG muayenesinde %90 kadar hastada plasenta previa görünümü olabilmektedir. Çünkü alt uterin segment dediğimiz rahimin alt bölgesi erken gebelik haftalarında 5mm civarındayken miadındaki bir gebede 5cm’e kadar kalınlaşmakta ve bu kalınlaşma ve gelişimle birlikte plasenta yukarı doğru büyüyen alt segment ile birlikte yukarı doğru çekilmekte ve rahim ağzından kendiliğinden uzaklaşmaktadır. 16-20. Haftada plasenta previa görünümü olan hastalar gebelik ilerledikçe tekrar tekrar periyodik olarak değerlendirilmeli ve en son doğum öncesinde hala plasenta previa varlığı tespit edilirse previa’nın tipine bağlı olarak gerekirse sezaryen ile doğuma karar verilmelidir. Doğum eylemine yakın plasenta previa tanısının konulmasında USG oldukça etkilidir. Yine de kısıtlayan durumlar varsa MR ile de plasenta previa tanısı güçlü bir şekilde konulabilmektedir.
PLASENTA PREVİA HASTADA NE TÜR ŞİKAYETLERE NEDEN OLUR NE TÜR RİSKLERİ BARINDIRIR ?
Kanama, plasenta previa’da karşılaşılan en sık sorundur ve bazı olgularda gebeliğin başından sonuna kadar bir şekilde kanama devam edebilmektedir. Gebelikte kanama yapan diğer nedenlerden ayırımı için plasenta previa olgularında kanamanın açık renkli ve ağrısız olması neredeyse plasenta previa olgularına özel bir kanama şeklidir. Plasenta previa olgularında kanamanın nedeni plasentanın rahime tutunduğu yerde plasenta ile rahim iç duvarı arasındaki yüzey ilişkisinin bozulmuş olmasıdır. Kanama hemen rahim ağzına yakın olduğu için tazekan şeklinde görülür ve doğum sancısı olmadığı için de ağrısız kanamalar şeklindedir. Dolayısıyla plasenta previa olgularında hastayı hastaneye getiren şikayet genellikle kanama olmaktadır. Nadiren bazı plasenta previa olguları gebelikte hiçbir şikayete neden olmadan sessiz seyredebilmektedir. Dünya genelinde 4:1000 oranda bulunmaktadır. Bu durumu tetikleyen en önemli risk faktörleri geçirilmiş sezaryen doğum öyküsü (%47-60) , önceki gebelikte plasenta previa tanısı almış olmak (%4-8) , çoğul gebelikler (tekil gebeliklere göre %40 artmış risk) olarak sıralanabilmektedir. Geçirilmiş rahim ameliyatları, multiparite (birden fazla kez doğum yapmış olmak) , anne yaşının artması, infertilite (kısırlık) tedavisi, gebelik sonlandırma öyküsü, annede sigara içiciliği ve madde kullanımı öyküsü, erkek bebek gibi faktörler de diğer faktörlerdir. Plasenta previa’nın kesin olarak nedeni hala belli değildir.
Neden olarak bazı teoriler öne sürülmektedir, bunlar: Önceki rahim içi ameliyatlar ve çoğul gebeliklerin plasentayı oluşturacak öncü hücrelerin yerleşmesini engelleyerek üst rahim içi kavitedeki damarlanmanın alt rahim içi kaviteye taşınması, çoğul gebeliklerde artmış plasenta yüzey alanıyla birlikte rahim ağzı iç kısmına uzanarak internal os’u (rahim ağzı iç kısmı) kapatması. Hal böyleyken yoğun damarlanma taşıyan plasentadan tekrar tekrar en korktuğumuz problemin kanama olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekmektedir. Bu kanama çoğu kez anneye ait faktörlerden olsa da uç damar hasarı olursa bebeğe ait faktörlerden de kaynaklanabilmektedir. Özellikle de gebeliğin ikinci yarısında en sık semptom kanama (30 hafta altında) olarak karşımıza çıkmaktadır. Kanama yukarıda da bahsedildiği gibi genellikle ağrısız ve kasılma olmaksızın meydana gelen kanamadır. Gebelikte özellikle de 2. Üç aydan sonra ortaya çıkan kanamalar plasenta previa kanamaları olabileceğinden durum ACİL olarak değerlendirilmeli ve en yakın tam donanımlı personel ve ekipmanın olduğu hastaneye başvurulmalıdır. Zamanında ve etkin müdahale edilmezse ya da müdahalede geç kalınırsa hem annenin hem de bebeğin hayatını kaybetmesine neden olabilecek kanamalar ortaya çıkacaktır. En uygun müdahalenin en tecrübeli personel ve tam donanımlı hastanede gerçekleştirilmesi hem anne hem de bebeğe ait ortaya çıkabilecek mortalite (ölümcüllük) ve morbiditeyi (sakatlıklar) azaltacaktır.
PLASENTA PREVİA TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Plasenta previa tedavisi annenin genel durumu (aşırı kanama ya da az kanama, annenin durumunun şokta olup olmaması vb), gebelik haftası ve bebeğin durumu, plasenta previa’nın tipi (rahim ağzını tam mı kapatmakta yoksa marjinal mi) ve hastane imkanlarına göre yapılır. Annede kanama nedeniyle şok ya da şok öncesi durum varsa bir taraftan şok tedavisi uygulanırken (kan ve kan ürünleri, sıvılar) bir taraftan da kanamanın durdurulması için çaba harcanır. Gebelik miadında ise doğum planlanır. Miadından uzak ise ve annenin genel durumu beklemek için müsait ise bebeğin akciğerlerini geliştirici ve beyninin koruyucu tedaviler uygulanarak doğum planlanacaktır. Kanama minimal ve anne ve bebek için hayati risk oluşturmuyorsa plasenta previa olguları bebeğin olgunlaşacağı gebelik haftasına kadar dikkatli takip edilebilir. Burada unutulmaması gereken şey ağrısız kanamaların ani ve çok fazla miktarda olabileceği hususudur ve anne adayları bu konu hakkında iyice bilgilendirilmelidir.
Anne adayı bir gece uyandığında aşırı kan kaybetmiş ve kan gölü içerisinde kendini bulabilir. Kanama başladıktan sonra ne zaman duracağını kestirmek mümkün olmadığından plasenta previa olguları en ufak kanama durumunda bile hastaneye başvurmaları için öğütlenmelidir. Doğumdan sonra plasenta tam ayrıldı ve çıktı ise, rahim kasılmaları iyi ise genellikle durum kontrol altına alınmış sayılır. Plasenta tam ayrılmadı ya da kasılmaları yetersiz ise ilave müdahalelerin gerekeceği açıktır. Bu durumda plasentanın kalan kısımlarının çıkartılması, rahim kasılmasını uyaran ilaçlar ve gerekirse ameliyat (rahim kanlanmasını azaltıcı teknikler, rahime giden damarların bağlanması ve gerekirse rahimin alınmasına kadar uzayabilen müdahaleler spektrumu) gerekecektir. Kanamalı bir durum olduğu için bir taraftan sıvılar bir taraftan da ihtiyaç olan kan ve kan ürünleri verilmesi de ölümcüllüğün ve sakatlıkların azaltılması için esastır.
Önceki yazımıza https://selahattinkumru.com/non-invaziv-prenatal-test-nipt-nedir/ linkinden ulaşabilirsiniz.